Hayatımızda gerçekleşen tüm olumlu ve olumsuz olayların kaynağı çekim yasası nasıl çalışır?
Evren sırlarla dolu, farkında olmasak da bu kusursuz düzenin işleyişini düzene sokan bir çok yasa var. Evrenin bir sırrının da çekim yasası olduğu bir gerçek. Rhonda Byrne’ın The Secret kitabında detaylıca anlatılan bu yasa, evrene gönderdiğimiz mesajların, hayatımızdaki önemli gelişmelerin seyrini nasıl değiştirdiğini anlatıyor.
Çekim yasası, düşüncelerimizle ve eylemlerimizle hayatımıza olumlu veya olumsuz şeyleri bizim çektiğimizi ileri süren bir yasadır. Bu, her şeyin enerjiden oluştuğu, bu nedenle yaydığımız enerji türünün bize geri döneceği teorisine dayanır.
Özetle yaşadığımız her şeyi bilerek veya bilmeyerek hayatımıza bizim davet ettiğimizi açıklayan yasadır. O zaman gelin çekim yasası nasıl çalışır bir göz atalım!
Çekim Yasası Nasıl Çalışır?
Benzer benzeri çeker! İşte “Çekim yasası nasıl çalışır?” sorusunun kilit cümlesi.
Her düşüncenin belli bir frekans aralığı vardır. O düşünce frekansı, kendine en çok benzeyen düşünce frekansı ile örtüşür. Aklımızda ne tür düşünceler ve inançlar varsa bunlara uygun deneyimleri hayatımıza çekeriz. Frekans enerjinin titreşimiyle oluşur.
Bir düşünün! Sorunlarımız olduğu için mi sorunlardan söz ediyoruz yoksa düşündüğümüz için mi o sorunları yaşıyoruz?
Düşündüklerimizi yaşıyoruz!
Sahip olduğumuz düşünceler ile evrene sürekli titreşimler göndererek evrenle bütünleşiyoruz. Evren her seferinde bize olan sadakatini ispatlamak için zihnimizde canlandırdığımız şeyleri bize yaşatıyor. İyi ya da kötü!
Evren “Ben şansızım.” diyen ve böyle hisseden birine düşüncesinde yanılmaması için şansızlıklar sunup duruyor. Paranın kolaylıkla kendisini bulduğunu söyleyen birine de paranın kolaylıkla akmasını sağlıyor.
Hiçbir şey biz öylece otururken gerçekleşmez. Yaşadığımız her şeyin sebebi biziz ve bizim zihnimiz!
Dikkatimiz, odağımız ve enerjimiz, evrenden bize neyin yönlendirildiğini belirler. Bunu bilerek yapalım ya da yapmayalım çekim yasası her zaman işlemeye devam eder.
Ancak, düşüncelerimizi dönüştürmeyi öğrenmek, hayatımıza çektiğimiz şeyleri güzelleştirebilir.
