Sosyal medyada özellikle de TikTok’ta karşınıza çıkmış olması muhtemel bir kelime var: de-influencing. De-influencing nedir diye soracak olursanız da aslında bu sorunun cevabı kelimenin kendisinde gizli. Çünkü de-influencing, İngilizcede “etkilemek” anlamına gelen “influence” kelimesinin başına “de” ekinin eklenmesiyle oluşturulmuş bir kelime.
Anlayacağınız Türkçede fenomen olarak bildiğimiz “influencer”ların dünyasında bir şeyler tersine dönmüş görünüyor. Çünkü işi insanları etkileyerek bir şeyler satın almaya teşvik etmek olan fenomenlerin kendi istekleriyle bu durumu tersine çevirmesi işleri oldukça tuhaflaştırıyor. Bu tuhaflığı aydınlatmak adına gelin de-influencing nedir diye yakından bakalım.
De-influencing Nedir?
Kelimenin kullanımı ve yaygınlaşmasıyla de-influencing, sosyal medyada bir trend haline geldi ve pek çok influencer bu akımı benimsedi. Bu trend tabii ki de-influencing nedir sorusunu da beraberinde getirdi.
De-influencing nedir sorusuna verilecek en net yanıt ise, “influencer”ların kendilerinden beklendiği üzere kitlelerini tüketmeye değil, tüketmemeye teşvik etmesi akımı olduğudur. Tüketmenin, satın almanın her daim yüceltildiği günümüz toplumunda bu, pek de alışılageldik bir şey değil.
De-influencing Trendi
Akımın bu kadar fazla fenomen tarafından benimsenmesinin ve kitleler tarafından kabul görmesinin ise tabii ki pek çok nedeni var. Özellikle fenomenleri markalarla yaptıkları “samimiyetsiz” iş birlikleriyle görmekten bıkan kitleler, ürünler hakkında yapılan içten yorumlara adeta hasret kaldılar. Bu nedenle herhangi bir ürün hakkındaki “gerçek” fikrini maddi bir kaygı gütmeden belirten influencer’lar özel bir ilgi görüyorlar.
De-influencing akımının pandemi sonrası bütün dünyada hissedilen enflasyon artışı sebebiyle ortaya çıktığını söyleyenler de var. Genel olarak alım gücünün azalması, insanları gerçekten de satın alırken neyin gerekli neyin gereksiz olduğunu düşünmeye itmiş olabilir.
Akımın bu kadar popülerleşmesinin başka bir nedeni ise, küresel ısınmanın TikTok’ta yoğunlukta olan Z kuşağı tarafından fazlasıyla önemsenmesi olabilir. Çünkü tüketme davranışı arttıkça dünyaya verdiğimiz zararın da arttığı herkes tarafından bilinen bir gerçek.
Ancak bu akımın gerçek bir akım bile olmadığını düşünen, fenomenlerin zaten her zaman bazı ürünleri beğendiklerini, bazılarını ise beğenmediklerini dile getirdiğinin altını çizen bir kitle olduğunu da belirtmeliyiz. Onlara göre bu yeni bir şey değil, çünkü influencer’lar zaten hep satın almaya ya da almamaya teşvik etme gücüne sahipti.